4 Ocak 2011 Salı

enstantaneler

    elmamı yedim ve hafif yapış yapış ellerimle yazmaya başlıyorum. mandalinadan sonra hayat daha da çekilmez olucak.
    yılın ilk yazısında yılbaşından bahsedeceğim. çok müthişti. sıkıntıdan kıvrandım. 11 buçuğa kadar sims oynadım. bu arada karakterlerimden ikisi yaşlandı, çok muzdaribim, otobüste yer vermiyorlar. neyse. annem odaya gelip ''rahat bırak şu insanları artık'' dedi. kendimi tanrı gibi hissettim. eeh ne haliniz varsa görün be dedim. sonra canlı olmayan trt yılbaşı özelini izleyip, beyazla  göbek kaşıyarak geri sayım yaptım. ve gecenin asıl sevindirici olayı o esnada yaşandı. yeni yılın 10. dakikasında 2 aydır yanmayan sokak lambalarımız ( mükemmel belediyemizin modernleşme çalışmaları bilirsiniz kabloları yerin altına döşeme [ama yani öyle bi döşeme ki magmaya kadar sanırsın 5 aydır sürüyor.] çalışmaları, aynı zamanda asfaltı deşme, çukurlar açma, çamurlaştırma çalışmalarını saymıyorum.) baharı müjdeler gibi  turuncu ışık hüzmesini camımıza yansıttı. komşu insanları yeni yılın değil ama bu lambaların yanmasıyla belki de camlara koştu, sevinç gösterilerinde bulundu.
   Fakat, bu sevimli insanları yarın bir başka sürpriz bekliyordu. SU KESİNTİSİ. çünkü kablolar bitmiş artık su borularını modernleştirmeye gelmişti sıra. pekala peki ertesi gün ne oldu. yine kesildi. ama herkes lambaların mutluluk sarhoşluğunu üzerinden atamamıştı sanırım çünki kimse ses etmedi.  hayat şimdilik böyle devam ediyor, yarın sayaç modernleştirmeleri gelir diye umuyorum. otobüsler zaten modernleşti. baktığım her yerde melih amcanın o bıyıklı, insanda tırnağını tahtaya sürtüyormuş hissini bırakan gülümsemesini görüyorum.hayır hayır politikaya girmeyeceğim.
    masamda yılbaşından kalan kuruyemişlerle ilgileneceğim biraz. 
  
    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder